Nikola Tesla'nın hayali gerçek mi oluyor ?

Washington Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı enerjiyi kablosuz iletebilen yeni bir teknoloji geliştirdi.

Nikola Tesla'nın hayali gerçek mi oluyor ?

Kablosuz enerji ve iletişim konularında Tesla'nın hayallerine herkes aşina artık.Onun enejiyi kablosuz iletmek gibi çılgın bir hayali vardı taa o zamanlarda bile.Bu yüzdendir ki zamanının ötesindeki bilim insanı derler ona hep.

Günümüzde kullandığımız Wifi verileri gönderip almak için kablosuz bir teknoloji.Fakat henüz günümüzde Tesla'nın hayalindeki gibi enejiyi kablosuz olarak iletmek tam anlamıyla mümkün değil.Washington Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı Wifi Ortam Geri Yansıtıcısı (Ambient Wi-Fi Backscatter) isminde küçük te olsa enerjiyi kablosuz iletebilen yeni bir teknoloji geliştiridi.Tabi Tesla'nın hayalleri çok daha geniş çaplıydı.Fakat insanlık her zaman bir yerden başlamak zorunda.

Wifi Ortam Geri Yansıtıcısı nedir ?

Kendilerinin tabiriyle Ambient Wifi Backscatter, bir pil veya elektrik şebekesi olmadan ve radyo dalgalarını kullanarak enerji iletimini sağlayan teknoloji.Gerçekten çılgınca bir teknoloji ve hep hayal ettiğimiz şey.Çünkü bu sistem herhangi bir şekilde pil yada elektrik enerjisi sağlayabilecek bir güç kaynağına ihtiyaç duymadan çalışıyor.Nasıl oluyor derseniz, sistem sadece sinyallerin alışverişinden ortaya çıkan enerjiyi kullanıyor.

Bu teknoloji ne anlama geliyor ?

Bu şu demek: Kullandığımız akıllı telefonların ve bilgisayarlarımızın ya da aklınıza gelebilecek her türlü şarj olabilen cihazın bir aparat ya da standa sahip olmadan kendi kendine şarj olabilmesi.Yani herhangi bir ortama girdiğimizde telefonumuzun kendi kendine şarj olabildiğini düşünün.Aslında bir mekana bağlı da değiliz.Sinyallerin ulaşabildiği her yerde telefonumuz şarj olabilir.
Elbette cihazların da üretiminin bu teknolojiyi destekleyecek şekilde olması gerek.İşin bu tarafı bu teknolojinin daha da geliştirilmesinden daha kolay.Zira araştırmıcalar sistemin şu an ki durumunun bir fitness takip aletindeki pili 2.5 saat içerisinde %40 kadar doldurabileceği yeterlilikte olduğunu söylüyorlar.

İşin kötü kısmı ise beklemek.Çünkü böyle teknolojiler kısa süreler içerisinde geliştirilip hayata geçmiyorlar maalesef.Bunun için belki 2-3 yıla daha ihtiyacımız var.Yazının başında da belirttiğim gibi insanlık hep bir yerden başlamak zorunda.Sonrasındaki hayatı ise siz düşünün..