Yeni gezegenler keşfedildikçe uzayı daha iyi anlıyoruz

Uzay insanoğlu için hala büyük bir gizem olma durumunu koruyorken, yeni keşfedilen bazı gezegenler bu yıldızların nasıl var olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir.

Yeni gezegenler keşfedildikçe uzayı daha iyi anlıyoruz

Bilim insanları, uzaktaki gezegenleri inceleyerek gezegen oluşum teorilerini daha da ileri taşıyor. NASA'nın Transiting Exoplanet Survey Uydusu, güneş sistemimiz dışında Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin varlığını işaret etti, ancak veriler kesin değildi.

Bunun üzerine, Birmingham Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, Şili'nin Atacama Çölü'ndeki SPECULOOS Güney Gözlemevi ile bu olası gezegen üzerinde detaylı çalışmalar gerçekleştirdi. Ekibin ayrıca Hawai'deki Subaru Teleskobu ile yaptığı gözlemlerle gezegenin kütlesini ölçtüğünü öğrendik.

Yeni gezegenler keşfedildikçe uzayı daha iyi anlıyoruz

Bu yeni gezegen, TOI-4860 b, iki ana sebep nedeniyle ilgi çekiyor. İlki, bu gezegenin, düşük kütleli bir yıldız olan TOI-4860 etrafında dönmekte olması. George Dransfield, bu tip bir yıldızın etrafında Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin oluşmasının beklenmediğini belirtti. İkinci neden ise, bu gezegenin ağır elementler bakımından zenginliği. Ötegezegenbilim profesörü Amaury Triaud da benzer elementlerin ana yıldızda bulunduğunu ve bu elementlerin gezegen oluşum sürecini etkileyebileceğini belirtti.

TOI-4860 b, ana yıldızının metalik yapısı ve kısa yörünge süresi nedeniyle sıcak Jüpiterlerin atmosferini incelemekte oldukça faydalı olabilir. Bu gezegenin keşfinin ardından ekip, Şili'nin Atacama bölgesindeki Very Large Telescope ile benzer gezegen arayışına devam ediyor.