Yok artık! 3D yazıcıdan 600 metrekarelik ev bastırdılar!

Amerika Birleşik Devletleri tarihi bir konut sıkıntısıyla karşı karşıyayken, Maine Üniversitesi'nden araştırmacılar bu soruna bir çözüm bulmuş olabileceklerine inanıyorlar.

Yok artık! 3D yazıcıdan 600 metrekarelik ev bastırdılar!

Üniversitenin Gelişmiş Yapılar ve Kompozit Merkezi (ASCC), dünyanın en büyük 3D yazıcılarından birini kullanarak, tamamen biyo-bazlı malzemelerden yapılmış ilk 3D evi yarattı. 3D baskılı evler üretmenin bir yolunu bulmak, son yıllarda birçok kişinin denediği bir zorluk. Bugüne kadar ise çoğu çözüm, beton veya kil ve ahşap çerçeveleme gibi geleneksel inşaat yöntemlerini içeriyordu. Ancak ASCC'nin "BioHome3D"si farklı.

600 metrekarelik bu prototipte 3D baskılı zeminler, duvarlar ve sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen ağaç lifleri ve biyolojik reçinelerden yapılmış bir çatı bulunuyor. Ev ayrıca tamamen geri dönüştürülebilir ve montajı için şantiyede haftalar ve aylar süren inşaat süresi gerekmiyor. Merkez, BioHome3D'yi 3D olarak yazdırdıktan sonra yalnızca yarım günde kurdu. Daha sonra bir elektrikçinin eve elektrik için kablo döşemesi yaklaşık iki saat sürdü.

Yok artık! 3D yazıcıdan 600 metrekarelik ev bastırdılar! - Resim : 1

ASCC, BioHome3D'nin uygun fiyatlı evler inşa etmek için gereken malzeme ve işçiliği azaltarak konut sıkıntısının giderilmesine yardımcı olabileceğini öne sürüyor.

Yok artık! 3D yazıcıdan 600 metrekarelik ev bastırdılar!

ABD'deki konut sıkıntısı pandemiden ve onunla birlikte gelen tedarik zinciri sorunlarından  çok daha önce başlamış bir sorun. Brookings Enstitüsü'nde bir araştırmacı, mevcut konut sorunlarının, sakinlerin mahallelerinde daha fazla ev inşa etme girişimlerini engellemelerine izin veren kısıtlayıcı imar yasalarına ve arazi kullanım düzenlemelerine dayandırılabileceğini söylüyor. Başka bir deyişle, konut krizi teknolojik bir mesele olmaktan çok politik bir mesele.

Yine de bu, teknolojinin konutları iyileştirmede oynayacak bir rolü olmadığı anlamına gelmiyor. Betonun temel bileşeni olan çimento, çok büyük bir karbon ayak izine sahip. 2018 itibariyle, malzemenin küresel üretimi, yıllık sera gazı emisyonlarının yaklaşık %8’ine denk geliyor ve tüm havayolu endüstrisinin ürettiğinden daha fazla kirliliğe sebep oluyor.