Beyninize süper güçler kazandıracak 5 şifre
Çok zorlanmadan hatırlayacağınız ve iyi bildiğiniz bir yer seçiyorsunuz. Sonra buraya giden yolu düşünüyorsunuz ve bu yolda gördüğünüz yerlerin her birine listenizdeki bir nesneyi atıyorsunuz.Mesela mahallenizin içinden geçtiğiniz yolu düşünün. Market listesi yapıyorsunuz ve alınacak her şeyi bu yol üzerinde gördüklerinizle ilişkilendiriyorsunuz. Ekmek alacaksanız onları yoldaki sokak lambaları olarak düşünün, domates alacaksanız yol kenarındaki çiçekleri domatesle ilişkilendirin, bira alacaksanız sarhoş yan komşunuzu düşünün. Bu şekilde onlarca malzemelik bir liste yapabilirsiniz. Bu yolda ne kadar ilginç şeyler düşünürseniz o kadar kolay olur.
Çok zorlanmadan hatırlayacağınız ve iyi bildiğiniz bir yer seçiyorsunuz. Sonra buraya giden yolu düşünüyorsunuz ve bu yolda gördüğünüz yerlerin her birine listenizdeki bir nesneyi atıyorsunuz. Mesela mahallenizin içinden geçtiğiniz yolu düşünün. Market listesi yapıyorsunuz ve alınacak her şeyi bu yol üzerinde gördüklerinizle ilişkilendiriyorsunuz. Ekmek alacaksanız onları yoldaki sokak lambaları olarak düşünün, domates alacaksanız yol kenarındaki çiçekleri domatesle ilişkilendirin, bira alacaksanız sarhoş yan komşunuzu düşünün. Bu şekilde onlarca malzemelik bir liste yapabilirsiniz. Bu yolda ne kadar ilginç şeyler düşünürseniz o kadar kolay olur.
Bir çalışmada, yetişkin Alman vatandaşlara 40 kelimelik bir kelime listesini Berlin'in belirli noktalarıyla ilişkilendirerek ezberlemeleri söylendi. Yöntemi kullanmayarak denediklerinde ortalama 3 kelime hatırlayabilen Almanlar, örneğin hayvanat bahçesine "baba" kelimesini atamak gibi ilişkilendirmeler yaparak ortalama 23 kelime hatırlayabildiler. Bir kere deneyin ve emin olun işe yarayacaktır.
4- Hatırlatıcılar Kullanarak Bilgiyi Saklamak Bir şeyi öğrenmenin en kötü evresi, hatırlamak için kendinizi şartlandığınız şeyleri unutup, daha basit ve işinize yaramayan şeyleri hatırladığınız evredir. Bu yüzden sınavdan hemen önce kıvranırız. Bu sadece çaresizlikten değil, bir ay önceden çalışırsak öğrendiklerimizi unutacağımızdan korktuğumuz içindir. Bu yüzden tek çaremiz son dakikada her şeyi beynimizie sıkıştırmaktır ve sınavdan çıkınca hepsini unutmaktır. Bu yüzden bilgileri uzun vadeli koruyabileceğimiz bilimsel bir metoda ihtiyacımız var. Ayrıca bunun minimum çaba ve zaman gerektirmesi şart. Bir şeyi öğrenmenin en kötü evresi, hatırlamak için kendinizi şartlandığınız şeyleri unutup, daha basit ve işinize yaramayan şeyleri hatırladığınız evredir. Bu yüzden sınavdan hemen önce kıvranırız. Bu sadece çaresizlikten değil, bir ay önceden çalışırsak öğrendiklerimizi unutacağımızdan korktuğumuz içindir. Bu yüzden tek çaremiz son dakikada her şeyi beynimizie sıkıştırmaktır ve sınavdan çıkınca hepsini unutmaktır.
Beyninizin bilgileri unutmasını ölçebildiğimiz bir unutma eğrisi var. Bu eğriyi kullanarak bilgilerin silinmeden kalmasını sağlayacak şekilde beynimizin şifresini kırabiliriz. Bu 5 numarada bahsettiğimiz hafıza sarayına göre daha fazla çaba istiyor, ama okulunuz veya işinizi kurtarmak istiyorsanız buna değecektir. Temel nokta beyninizin ne hızla unuttuğunu öğrenmek ve buna ayak uydurmak.
Bu metodun adı "Aralıklı Tekrarlama" ve yukarıdaki resimde bir örneğini görebilirsiniz. Diyelim ki İspanyolca öğreniyorsunuz ve final sınavına dört ay var. Yapmanız gereken bilmediğiniz kelimelerin Türkçelerini bir kartın ön yüzüne, İspanyolcalarını arka yüzüne yazmak ve "Her Gün", "Her Hafta", "Her Ay" diye adlandıracağınız üç kutu hazırlamak. Bu süreler kartlara ne kadar sıklıkla bakacağınızı anlatıyor. Bu sayede kelimeleri ne kadar süre boyunca aklınızda tutabileceğinizi öğreneceksiniz ve çalışmanız gereken minimum süreyi anlayacaksınız.
İlk çalışmanızda bütün kelimeler için kendinizi test edeceksiniz, bildiğiniz kelimeleri her hafta kutusuna koyacaksınız, bilemediklerinizi ise her gün kutusuna. Sonra bir hafta boyunca her gün kutusundan kelimelerle aynısını tekrarlayıp, bildiklerinizi her hafta kutusuna aktaracaksınız. Bir hafta sonra, her hafta kutusundaki kelimelere tekrar bakacaksınız, yine bilirseniz her ay kutusuna koyacaksınız.Bir ay sonra da her ay kutusundaki kelimeleri deneyecek ve aynı işlemleri tekrarlayacaksınız, bilemediğiniz kelimeleri bir kademe aşağı çekeceksiniz. Bu şekilde devam ettikçe, gittikçe daha az çalışmanız gerekecek ve finalinize daha rahat hazırlanacaksınız.
Yukarıda gördüğünüz resim, Polonyalı bir bilim adamının anlattığımız işlemleri sizin yerinize yapmak için tasarladığı bilgisayar programından bir görüntü. Wozniak isimli bu bilim adamı, aynı yöntemi kendi üstünde deneyerek aralığı 3 yıla kadar genişletebilmiştir.
3- Yazmak En son ne zaman bir kağıda bir şeyler yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Belki ufak bir not yazdınız, belki bir faturaya imza attınız. Artık uyanık olduğumuz zamanın çoğunu telefonumuzda mesaj atarak ya da internette gezinerek geçiriyoruz. Çoğumuz kalem tutmayı ve eskiden çok kullandığımız yazma sanatını unuttuk. Bu aslında çok kötü bir şey, çünkü bilgilerin aklımıza kazınmasını sağlamanın yolu onları kağıda yazmaktan geçiyor. En son ne zaman bir kağıda bir şeyler yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Belki ufak bir not yazdınız, belki bir faturaya imza attınız. Artık uyanık olduğumuz zamanın çoğunu telefonumuzda mesaj atarak ya da internette gezinerek geçiriyoruz. Çoğumuz kalem tutmayı ve eskiden çok kullandığımız yazma sanatını unuttuk. Bu aslında çok kötü bir şey, çünkü bilgilerin aklımıza kazınmasını sağlamanın yolu onları kağıda yazmaktan geçiyor. En son ne zaman bir kağıda bir şeyler yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Belki ufak bir not yazdınız, belki bir faturaya imza attınız. Artık uyanık olduğumuz zamanın çoğunu telefonumuzda mesaj atarak ya da internette gezinerek geçiriyoruz. Çoğumuz kalem tutmayı ve eskiden çok kullandığımız yazma sanatını unuttuk. Bu aslında çok kötü bir şey, çünkü bilgilerin aklımıza kazınmasını sağlamanın yolu onları kağıda yazmaktan geçiyor. En son ne zaman bir kağıda bir şeyler yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Belki ufak bir not yazdınız, belki bir faturaya imza attınız. Artık uyanık olduğumuz zamanın çoğunu telefonumuzda mesaj atarak ya da internette gezinerek geçiriyoruz. Çoğumuz kalem tutmayı ve eskiden çok kullandığımız yazma sanatını unuttuk. Bu aslında çok kötü bir şey, çünkü bilgilerin aklımıza kazınmasını sağlamanın yolu onları kağıda yazmaktan geçiyor.
Kağıda yazı yazmak klavyede tuşlara basmaktan çok daha fazla zihinsel aktivite yaratır. Indiana Üniversitesinin yaptığı bir çalışmada, alfabeyi öğrenen çocuklar iki gruba ayrıldı. Bir gruba sadece harfler gösterilip ne oldukları söylendi, diğer gruba ise bu harfleri kağıda yazarak alıştırma yapmaları söylendi. MRI makinelerine girdiklerinde, yazarak öğrenen çocukların beyinleri adeta parlıyordu. Zihinsel aktiviteleri sadece daha fazla çalışmakla kalmadı, daha yetişkin bir hal aldı.
Beş numarada anlattığımız yöntemle bunu aynı paralelde görebiliriz, beynimizin bir bölümünü hafıza bölümüne yardım etmek için zorluyoruz. Klavyeleri daha çabuk ve daha kolay yazmak için icat ettik, ama bu sırada el yazısının beynimize getirdiği faydaları yitirdik. 2008 de yapılan çalışmalar, yazmanın ayrıca yeni bir dil öğrenmek gibi şeylerde çok daha etkili olduğunu kanıtladı.
2- Az Kullandığınız Elinizle Öfkenizi Kontrol Etmek Hepimiz kırmızı ışıkta durmak, yanlış kahve sipariş etmek, küresel ısınma gibi basit şeyler yüzünden bir anda öfkelenen insanlar tanıyoruz. Çoğu zaman size zararsız olsalar da, kendinizin öyle olduğunuzu düşündüğünüzde işler değişebilir. Küçüklükten beri öğrendiğiniz 10 dan geriye saymak gibi öfkenizi kontrol altına alabilecek yöntemler olabilir, fakat o an mantıkla düşünemediğiniz için bu yöntemler başarısız olacaktır. Yapmanız gereken bedeninizde bulunan öfke savunma mekanizmalarını harekete geçirmektir.
Küçüklükten beri öğrendiğiniz 10 dan geriye saymak gibi öfkenizi kontrol altına alabilecek yöntemler olabilir, fakat o an mantıkla düşünemediğiniz için bu yöntemler başarısız olacaktır. Yapmanız gereken bedeninizde bulunan öfke savunma mekanizmalarını harekete geçirmektir.
New South Wales Üniversitesi, öfkeyle baş etmenin gerçek ve kolay yolunu buldu. Bu yol caz müzik veya yavru kedi resimleri değil. Öfke problemi olan insanlara iki hafta boyunca kullanmadıkları eliyle,kapı açıp kapamak, kahve dökmek, mail yazmak gibi başkalarına zarar vermeyecek zor işler yapmaları söylendi. İki hafta sonunda bilerek sinirlendirilmeye çalışsalar da öfkelerini daha rahat kontrol edebiliyorlardı.
Bu yöntemin çalışma sebebi ise beyin incelemeleri sayesinde belli oluyordu. Öfke problemleri çok fazla sinirli olmaktan değil, kendini kontrol edememekten kaynaklanır. Bu hem iyi hem kötü haber, çünkü kendini kontrol edebilmek sınırlı bir şeydir ve tükenir. İyi haber ise, bu fiziksel bir mekanizmadır ve güçlendirilebilir veya şifresi kırılabilir.
1- Resimlere Bakarak Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek Ellerinizi yıkamak, sağlıklı yemek gibi şeyler dışında hasta olmaya pek engel olamıyoruz. Burada ise bunların dışında vücudunuzun şifresini kırarak hasta olmamanın yolunu anlatacağız. Bunu yolu da hastalık resimlerine bakmaktan geçiyor. Bağışıklık sisteminizi bile beyniniz kontrol eder. Ayrıca hepimiz biliyoruz ki bazı şeylerin resimlerini görmek, vücudumuzda belli fiziksel reaksiyonlara sebep olur. Limon görünce tükürük salgılamamız gibi. Aynı şekilde hasta insanlar gördüğümüzde, vücudumuzun savunması harekete geçer. British Columbia Üniversitesi bununla ilgili bir çalışma yaptı ve çocuklara 10 dakikalık hasta insan resimlerinden oluşan bir sunum göstererek bağışıklık sistemlerinin verdiği tepkileri ölçtü. 10 dakika sonuçta buldukları sonuç ise, çocukların beyaz kan hücresi sayılarının büyük miktarda arttığı ve enfeksiyonla savaşan protein ürettikleri görüldü.
5- "Hafıza Sarayı" ile Uzun Listeleri Hatırlamak. İnsan beyni hatırlamaya gelince pek de başarılı değil. Markete gittiğinizi düşünün, gitmeden önce bir liste yapmadan almanız gerekenlerin kaç tanesini hatırlayabilirsiniz? Belki üç, belki dört ya da beş. Zaten eve döndüğümüzde mutlaka bir tanesini unutmuş oluruz ve o aslında markete gitme sebebimizdir. Liste yapmadığımız için hayıflanırız. İlginçtir ki hatırlamakta hiç zorlanmadığımız şeyler de var. Mesela yaşadığımız şehirde bulunan adresini bile bilmediğimiz yüzlerce noktayı hiç zorlanmadan bulabiliyoruz, veya evimizdeki eşyaların yerlerini çok rahat hatırlayabiliyoruz. Tabi ki her birini yaz deseler yazamayız, ama bir arkadaşımız nerede bir fener bulabileceğini sorsa hemen cevap verebiliriz. İş sadece bu gücümüzü ortaya çıkarmaya kalıyor.
İstediğiniz yere gidebiliyorsunuz çünkü beyniniz hatırlama gücünün çoğunu uzaysal hafızanızda toplamış durumda ( Beyninizin bulunduğunuz çevrenin haritasını çıkaran bölümü). Bu bölüme girip şifresini kırmak ve bunu uzun listeleri hatırlamak için kullanmak tamamen mümkün. Hafıza şampiyonları bunu yapıyor ve adına da "Hafıza Sarayı" diyor.