Bunlar da kadın seri katiller
Amelia Dyer Dyer, 19.yüzyılda İngiltere’de “bebek çiftliği” adı verilen bir işletmenin sahibiydi. İstenmeyen, yasak ilişki sonucu doğan çocukların bırakıldığı bir yerdi burası. Dyer aynı zamanda, kürtaj da yapıyordu. Özelliği bebekleri aç bırakarak öldürmesiydi. Resmi kayıtlarda 6 bebeği öldürdüğü yazılmasına karşın, ölümüne neden olduğu bebek sayısının 400’e kadar çıkabileceği belirtiliyor. 1879 yılında yargılandı ve ağır işlerde çalışmaya mahkum edildi. Tekrar bebek öldürmeye başlaması üzerine yeniden yargılandı ve asıldı.
Amelia Dyer Dyer, 19.yüzyılda İngiltere’de “bebek çiftliği” adı verilen bir işletmenin sahibiydi. İstenmeyen, yasak ilişki sonucu doğan çocukların bırakıldığı bir yerdi burası. Dyer aynı zamanda, kürtaj da yapıyordu. Özelliği bebekleri aç bırakarak öldürmesiydi. Resmi kayıtlarda 6 bebeği öldürdüğü yazılmasına karşın, ölümüne neden olduğu bebek sayısının 400’e kadar çıkabileceği belirtiliyor. 1879 yılında yargılandı ve ağır işlerde çalışmaya mahkum edildi. Tekrar bebek öldürmeye başlaması üzerine yeniden yargılandı ve asıldı.
Delphine LaLaurie Madam LaLaurie 19.yüzyılda New Orleans’da yaşadı. Çok sayıda kölesi vardı. İnsanlar genelde onun kölelerine çok iyi davrandığını söylüyordu. Güzel ve çekici bir kadın olarak biliniyordu. Evindeki bir yangın sonrasında Madam LaLaurie kölelere ağır işkenceler yaptığı ortaya çıktı, evindeki işkence odasında asarak öldürdüğü insanlar bulundu. Evine saldırı sonrasında Paris’e kaçtı. Yüzlerce köleyi öldürdüğü tahmin ediliyor.
Gwen Graham ve Cathy Woods İkili, bir bakım evinde tanıştı. Yaşlılara karşı olumsuz tutumları izlemeye başladılar. Graham başka bir kadınla tanışarak Teksas’a gidince, 1988 yılında Woods’un eski eşi yetkililere ihbarda bulundu. Soruşturma sonrasında, Graham ve Woods karşılıklı olarak birbirlerini suçladı. Graham, 5 cinayetten suçlu bulundu, ömür boyu hapis cezası aldı. Wood ise 20 yıl hapis cezası aldı, 2021 yılında tahliye olması bekleniyor.
Júlia Fazekas ve Nagyrév’in melekleri Fazekas’ın öyküsü seri katiller içinde en ilginç olanlarından. 1. Dünya savaşında Macar kasabası Nagyrev’de erkekler orduya katılınca kadınlar kendilerine yeni sevgililer buldu. Doğal olarak bu kadınların hiçbirisi kocalarının kendilerine bir başka erkek ve onlara ait olmayan çocukla bulmalarını istemedi. Fazekas, "Nagyrev'in melekleri" adı verilen bu kadınlara kocalarını zehirlemeleri için yardımcı oldu. Kayıtlara göre, 1914 ve 1929 yılları arasında 300’den fazla kişinin ölümüne karıştı
Martha Needle Martha, Avusturalya’da fakir bir ailenin çoçuğu olarak dünyaya geldi. Herkes onu normal birisi olarak tanımlıyordu. 1891 yılında, eşi ve 3 çocuğunu zehirleyerek öldürdü. Sigortadan da para aldı. Bu cinayetlerinden 1 yıl sonra, Otto ve Louis Junken kardeşlerden bir ev kiraladı. Bir süre sonra Otto ile aşk yaşamaya başladı. Louis bu ilişkiye karşıydı. Bir süre sonra Louis ortadan kayboldu. Daha sonra Otto’nun ikinci kardeşi de hastalanarak öldü. Otopside arsenik bulundu. Araştırma sürerken, Martha’nın eski eşi ve çocuklarının cesetleri de yeniden incelerdi ve arsenik bulundu. Ölüm cezasına çarptırıldı. İlginç olan Otto’nun sonuna kadar onun yanında olmasıydı.
Magdalena Solis Meksika’da yaşıyordu. 1963 yılında Solis ve kardeşi, Hernandez kardeşlerle tanıştı. Küçük bir kasaba halkı, Hernandez kardeşlerin İnka tanrılarının peygamberi olduğuna inanıyordu. Kasabalılar bir süre sonra bu peygamberin hiçbirşey değiştirmediğini fark etti. Sahte peygamberler Solis’in kasabayı yüceltmek için yeniden dünyaya gelmiş birisi olarak tanıtmaya başladı. Solis, vahşice ayinler düzenlemeye başladı. İnsan kanı içip, işkence ettikleri insanların kalplerini çıkartıyorlardı. 14 yaşındaki bir çocuk bu durumu ihbar etti. Soruşturma sırasında Solis ve Hernandez kardeşler ortadan kayboldu fakat bir süre sonra yakalanarak 50 yıl hapis cesası aldılar.
Hélène Jégado 1800’lü yıllarda yaşadı. Bir papazın yardımcısıydı. 1833 yılında insanları zehirle öldürmeye başladı. Önce kız kardeşini ve papazı öldürdü. Kolera salgını nedeniyle kimse ölümlerde gariplik görmedi. 1850 yılına kadar birçok kişiyi yine zehirleyerek öldürdü. Bir doktorun şüphelenmesi üzerine, yargılandı ve giyotinle idam edildi.
Mary Bell 11 yaşındayken 3 ve 4 yaşlarında iki çocuğu öldürdü. Jiletle çocukların karnına “M” yazdı. 1980 yılında hapishaneden çıktığında 23 yaşındaydı.
Mary Bell Bell, şu an yaşamını kontrol altında sürdürüyor ve bunun nedeni, yakın bir zamanda verdiği röportajda anlaşılmıştı: "İnsanlara zarar vermeyi seviyorum..."
Seri katillerin normal yaşamını yürüten insanlardan farklı olmadığı biliniyor. Bu durum onların vahşi cinayetleri için toplum içinde gizlenmelerini de sağlıyor. Suç tarihinde, insanları acımasızca öldüren, işkence yapan kadınların ayrı bir yeri var. Ev kadınları, asiller, genç kızların da içinde yer aldığı “Dünyanın en acımasız seri katili kadınlarının listesi”ni derledik. Elizabeth Báthory Elizabeth Báthory de Ecsed 16. yüzyılda yaşayan Macar soylusuydu. En çok bilinen seri katillerden birisidir. Görgü şahitlerinin anlatımlarına göre, Bathory’nin kalesinin zindanlarında insanlara ağır işkenceler yaptı, etlerini yedi, kanlarını içti. Kontes, katil tavırlarını önce köylü kızlarına saldırarak göstermeye başladı. Görgü dersleri almak için kaleye gelen genç kadınlar da onun için önemli bir potansiyel oluşturdu. Soruşturma sonrasında Bathory, 650 kadının ölümünden sorumlu tutuldu. 1611 yılında yargılandı ve kapatıldığı hapishanede 4 yıl sonra öldü.