Geleceğin dehşet verici silahları bunlar
Yüksek Enerjili Sıvı Lazer Alan Savunma Sistemi (HELLADS)Orijinal adı High Energy Liquid Laser Area Defense System olan bu silah muhteşem bir lazer ışını. Şu an DARPA’da geliştirilmekte olan bu lazerler “birden fazla hedefi ışığın hızını ve gücünü kullanarak vurmak” için kullanılacak. Aslında lazerlerin silah olarak kullanılması yeni bir fikir değil ancak şu an var olan lazer sistemleri çok büyük olduğu için savaş uçaklarına bağlanması çok zor. DARPA 150 kilowatt gücündeki bu silahın yeterince hafif olacağına inanıyor.
Yüksek Enerjili Sıvı Lazer Alan Savunma Sistemi (HELLADS) Orijinal adı High Energy Liquid Laser Area Defense System olan bu silah muhteşem bir lazer ışını. Şu an DARPA’da geliştirilmekte olan bu lazerler “birden fazla hedefi ışığın hızını ve gücünü kullanarak vurmak” için kullanılacak. Aslında lazerlerin silah olarak kullanılması yeni bir fikir değil ancak şu an var olan lazer sistemleri çok büyük olduğu için savaş uçaklarına bağlanması çok zor. DARPA 150 kilowatt gücündeki bu silahın yeterince hafif olacağına inanıyor.
Hipersonik Hava Aracı Falcon HTV-2 DARPA’nın gözbebeği projelerinden biri. Roketle fırlatılan, manevra kabiliyetine sahip bu insansız hava aracı atmosferde inanılmaz büyük bir hıza (yaklaşık Mach 20 ya da 13 bin mil) ulaşabiliyor. HTV-2’nin hızındaki bir uçağın New York City ile Los Angeles arasını 12 dakikada kat etmesi mümkün. Araç üzerindeki sensörler sayesinde bir “veri kamyonu” konumunda. Ancak bunlar henüz sadece teoride zira HTV-2’nin son test uçuşu geçen yıl Ağustos’ta yapıldı ve 36 dakika sonra uçakla bağlantı koptu. Daha sonra hava aracının gökyüzünde parçalandığı açıklandı
Aero-Uyumlu Aerooptik Işın Kontrolü Hava araçları için manevra kabiliyeti çok önemli. DARPA’nın geliştirmekte olduğu bu proje de “taktiksel silahlara yerleştirilmiş yüksek enerjili lazerlerin kıç taraftaki hedefler karşısındaki performansını artırmayı” amaçlıyor. Bu hedefler arasında akla gelecek ilk örnek füzeler.
Discrotor Helikopterleri Helikopterlerin havalanmak için bir pistte hızlanmaya ihtiyacı olmadığını herkes bilir. Ancak dikey kalkış konusunda en başarılı helikopterler bile (örneğin Usame bin Ladin operasyonunda kullanılan MH-60 Kara Şahin gibi) çevredeki engebelerden ötürü sorunlar yaşayabilir. Discrotor helikopteri denen hava araçları, aslında helikopterlerle uçakların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Dikey olarak inip kalkabilen bu araçlar, dönen tekerleklerini içeri alıp sabit kanatları sayesinde havada yüksek hızlı bir uçak kadar hızlı hareket edebiliyor.
Yeniden Tasarlanmış Nükleer Enerjili Denizaltılar ABD Donanması şu an Ohio sınıfı nükleer enerjili denizaltıları yenilemek için çalışmalarını sürdürüyor. Yenilenmiş denizaltılar 2029’da eskilerin yerini alacak. Ohio denizaltılarının büyük bir kısmı denizaltıdan ateşlenen balistik füze (SLBM) taşıyor. Her denizaltıda 24 taneye kadar bulunabilen bu füzeler, ABD’nin cephaneliğinin deniz kanadını oluşturuyor. SSBN-X Gelecek Takip Denizaltısı adı verilen yeni denizaltıların tanesinin en az 4.9 milyar dolara mal olması bekleniyor. Maliyetler 9 milyar dolara kadar çıkıyor.
Denizaltısavar Savaşı Sürekli Takip İnsansız Deniz Aracı (ACTUV) Orijinal adı Anti-Submarine Warfare Continuous Trail Unmanned Vessel olan bu araç, denizin derinlerindeki dalga hareketlerinden en sessiz denizaltıları bile tespit etme potansiyeline sahip. Şu an kullanılmakta olan insansız yüzey deniz araçlarından farkı, başka bir gemi tarafından çekilmek yerine açık denizlerde bağımsız olarak hareket edebilmesi.
CROSSHAIRS Araçlara yerleştirilen görsel ve kızılötesi kameralarla donatılmış CROSSHAIRS tespit birimleri “ateş edenleri tespit etmek, yerini belirlemek, kurşun, RPG, tanksavar füzesi ve doğrudan ateşlenen havan topu gibi tehditlerle başa çıkmak” için tasarlandı. Silahın amacı tehditleri araçtaki otomatik sistemlerin ya da askerlerin yanıt vermesine yetecek kadar kısa sürede tespit ve analiz etmek.
Manyetolu Hidrodinamik Patlayıcı Cephane (MAHEM) MAHEM kısaltmasıyla da bilinen Magneto Hydrodynamic Explosive Munition isimli bu kurşunların adını X-Men serisinin kahramanlarından Magneto ile paylaşıyor olması bile bir bilimkurgu dehasının elinden çıktıkları izlenimini yaratıyor. Kurşunlarda “sıkıştırılmış manyetik akı jeneratörü destekli manyetolu hidrodinamik olarak şekillendirilmiş metal jetler” kullanılıyor. Bu ifadenin ne anlama geldiği konusunda DARPA net bir açıklama yapmaktan kaçınıyor ancak göründüğü kadarıyla erimiş metali hedefe göndermek için bir manyetik alandan faydalanılıyor.
ADAPTIV Zırh BAE Systems’ın geliştirdiği bu pikselli zırh, kızılötesi gözlükleri işe yaramaz hale getiriyor zira bu zırh sayesinde araçların yüzeyi, sıcaklığı aniden değişebilen altıgen piksellerle kaplanıyor. Araçtaki termal kameralar çevredeki sıcaklığı ölçerek aracın ısı imzasını da kızılötesi gözlüklerin göremeyeceği şekilde ayarlıyor. Hatta başka araçların ısı imzasını taklit ederek hedef şaşırtmak da mümkün.
Uzay Temelli Kızılötesi Sistemi (SBIRS) Lockheed Martin ile Northrop Grumman’ın geliştirdiği Space-Based Infrared System ya da kısaca SBIRS projesinde bugüne kadar defalarca gecikmeler ve maliyet aşımları yaşandı. Ancak proje tamamlandığında buna değeceği düşünülüyor. Bir dizi uydudan ve veri işleme merkezinden oluşan bu sistem dünyanın herhangi bir yerindeki fırlatılan füzeleri ve nükleer patlamaları tespit edebilecek. SBIRS’in ilk uydusu 2011’de fırlatıldı.
Foreign Policy dergisi, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Gelişmiş Savunma Araştırma Projeleri Dairesi (Defense Advanced Research Projects Agency – DARPA) ile dünyanın önde gelen silah üreticilerinin “geleceğin silahı” olarak tasarladığı ürünleri derledi. Jet uçaklarındaki lazerlerden, hipersonik uçaklara ve görünmezlik pelerinlerine kadar bu silahlar akıllara Hollywood filmlerini getiriyor.