Hayatınızda kaç şifre var düşünün!
Ama bu sabah telaşım çok, işe yetişmem lazım. Apar topar çıkıyorum evden. Ama karşımda büyük bir engel var; alarm sistemi. Neydi parolası, neydi? Uykulu uykulu da hatırlanmıyor ki bu meret. Tuşluyorum aklıma ilk geleni ve işte büyük hata! Bir anda evin içi siren sesiyle inlemeye başlıyor. Sadece evin içi mi? Alarmın sesiyle bütün apartman ayakta
Ama bu sabah telaşım çok, işe yetişmem lazım. Apar topar çıkıyorum evden. Ama karşımda büyük bir engel var; alarm sistemi. Neydi parolası, neydi? Uykulu uykulu da hatırlanmıyor ki bu meret. Tuşluyorum aklıma ilk geleni ve işte büyük hata! Bir anda evin içi siren sesiyle inlemeye başlıyor. Sadece evin içi mi? Alarmın sesiyle bütün apartman ayakta
Bir yandan da güvenliğimi kontrol etmek isteyen alarm merkezi arıyor tabii ki. Ve sordukları ilk soru ne olsa beğenirsiniz: “Güvenlik kodunuzun ilk iki hanesini söyler misiniz?” Bir bu eksikti, hatırlayıveriyorum neyse ki... Ama tabii o da bir anda değil, bir süre düşünmem gerekiyor.
Ortalık yatıştıktan sonra yola koyuluyorum. Hem işim gereği hem de meraktan sabahları yolda iPad’imden gazeteleri okuyorum. Yeni bir şifre... Neyse ki bu sefer telefonumunkiyle aynı.
Beyin cimnastiği henüz bitmedi. İşe varmadan ATM’ye uğrayıp para da çekmem lazım. Hoop karşıma yeni bir şifre sorgulaması çıkıyor. Yine dört haneli olmasına rağmen diğer tüm şifrelerimden bambaşka. Onu da ezberleyene kadar akla karayı seçmiştim ne yalan söyleyeyim.
Daha günün başında karşıma çıkan beşinci şifreyse ofisteki bilgisayarıma ait. Üstelik bu seferki hem rakam hem de harflerden oluşuyor. Aynı durum e-mail’ler için de geçerli tabii ki...
Bu arada henüz ayın başındayız, ev kirasını yatırmam lazım. İşte asıl büyük yarış burada başlıyor. Bankamın o pek güvenlikli internet şubesi sadece şifre değil, ayriyeten bir de parola soruyor bana. İki bilinmez birden söz konusu.
Hele bir de yanlış girersem başım daha büyük dertte demek. Çünkü bu kez müşteri hizmetlerini aramam ve önceden ezberlenmiş olması gereken onlarca soruyu cevaplamam gerekecek. En az sekiz haneli, içinde ardışık numaraların olmadığı, hem rakamların hem harflerin yer alması gereken yani alfanümerik şifreler... İnsan hayattan daha başka ne ister ki, değil mi... Neyse ki müşteri hizmetlerini aramak zorunda kalmadan atlatıyorum bu zorlu mücadeleyi.
Bu anlattığım sirkülasyon her gün tekrarlanıyor. Üstüne günün geri kalan kısımlarında çok daha fazlası ekleniyor. Eminim birçok kişi benimle aynı sorunu yaşıyor. Hiç düşündünüz mü hayatınızda daha kaç şifre var diye. Facebook, Twitter, kredi kartı, e-devlet, üye olduğunuz internet siteleri... Daha onlarcasını sayabilirim.
Peki, dedikleri gibi hem hepsine çok güvenlikli şifreler verip hem de onları nasıl aklımızda tutacağız... Düşünün eskiden sekiz haneli şifreler güvenlikli sayılırken artık 14 haneli olmaları gerektiğini söylüyor uzmanlar. Üstelik bu haneleri öyle ‘123456789’ gibi sıralamanız da yasak! Evet, işimiz zor. Hepimizin küçük birer deha olmamızı istiyor kurumlar. Tek isteğim, tüm bu karmaşadan ve sinir bozukluğundan kurtulmak.
Uzmanların önerisi en az 14 basamaklı, büyük, küçük harfler ve rakamlar hatta semboller içeren karmaşık şifreler üretmemiz. Bunları hatırlamak sorun olduğu için de bir şifre saklama yazılımı kullanmamız ve tüm şifreleri belli aralıklarla yenilememiz gerek. İşi yüksek güvenlik gerektiren kişiler bu önerileri zaten kullanıyor. Ama Bond çantası şifresini ‘000’ yapanlar da birkaç basit metotla karmaşık ve hatırlanabilir şifreleri kendileri yaratabilir.
Her kurumda, her internet sitesinde hep aynı laf: “Kolay hatırlayacağınız ama aynı zamanda başkasının zor tahmin edebileceği bir şifre kullanın.” Oysa bilmiyorlar ki, o şifreyi hatırlamak için neler çekiyorum. Üstelik bir taneyle de sınırlı değil. Bugün her birimizin hayatında ortalama 30 şifre var.
Daha sabah gözümü açar açmaz başlıyor karmaşa. Cep telefonumu açmak için şifresini giriyorum. Neyse ki dört haneli olduğundan hatırlamakta zorluk çekmiyorum.