Loch Ness canavarının DNA'sı aranıyor!

Yeni Zelandalı bilim insanları, İskoçya'nın Loch Ness Gölü'nde yaşadığı rivayet edilen canavarın gizeminin çözülmesi için kolları sıvadı.

Loch Ness canavarının DNA'sı aranıyor!

Hatırlar mısınız? Bir zamanlar Van gölü canavarı diye bir efsanemiz vardı. O zamanlar ülkemizin gündemine bomba gibi oturan bu iddia uzun süre boyunca da etkisini devam ettirmişti ancak bir sonuç alınamamıştı.

Şimdi de aynı durum İskoçya'da ortaya çıktı ancak bu biraz daha bizimkine göre farklı. Bu sefer en azından ortada türün bir ismi var ve bilim adamları oldukça ciddi araştırmalara girişmiş durumda. Yeni Zelandalı bilim insanları, İskoçya'nın Loch Ness Gölü'nde yaşadığı rivayet edilen canavarın gizeminin çözülmesi için kolları sıvadı.

İskoçya'ya giden ekip, ilk çalışmalarına gölden su örnekleri toplayarak başladı. Araştırma hakkında Fransız haber ajansı AFP'ye bilgi veren Profesör Neil Gemmell, "Binden fazla kişi bir canavar gördüğünü söylüyor. Belki de orada sıra dışı bir şeyler vardır, kim bilir?" dedi. Genetik üzerine çalışmalar yürüten Gemmell, gölden aldıkları su örneklerinde canavar DNA'sının izini araştıracaklarını söyledi.

Loch Ness canavarının DNA'sı aranıyor! - Resim : 1 

Çevresel DNA olarak bilinen bu yöntem, dünya üzerinde bıraktıkları organik ayak izleri üzerinden canlıların tespitini sağlıyor. İskoçya'nın kuzeyinde yer alan Loch Ness'te tanımlanamayan bir canlı gördüğünü ilk dile getiren kişinin, 6'ncı yüzyılda bölgeye Hristiyanlığı götüren Aziz Columba olduğu rivayet ediliyor.

Nessie olarak adlandırılan canavarı gördüğünü öne sürenler, uzun bir boyna sahip sürüngen bir yaratık olduğunu söylüyor. Bu tasvir, 66 milyon yıl önce soyu tükenmiş bir deniz canlısı olan "Plesiosaurus" olabileceği yönünde teorilerin ortaya atılmasına neden olmuştu. 

Bakalım iddialar gerçekten doğru çıkacak mı? Kim bilir... Belki de dünya dışı varlıkları araştırırken aslında dibimizde bulunanları göz ardı ediyoruzdur. Özellikle deniz altının hala keşfedilmemiş birçok dünyadan oluştuğunu varsayarsak.

Peki bu konu hakkında siz neler düşünüyorsunuz sevgili Teknolojioku takipçileri?