Yüzüklerin Efendisi serisindeki en efsanevi sözler!

Istari büyücülerinin en büyüğü olan Gandalf, Frodo'ya şu ifadeleri kullanıyor: "Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile her sonucu bilemez."

Batı kanına sahip Denethor, "Sevgi sadakatle, cesaret itibarla, ihanet intikamla ödüllendirilir." ifadesini kullanıyor.

Serinin en akılda kalan karakteri, Mordor'a karşı savaşa damga vuruyor: "Gün gelir insanlar cesaretlerini yitirebilir. Dostlarına sırt çevirebilir ve tüm kardeşlik bağlarını koparabilir. Ama bugün o gün değil, kurtların vakti ve parçalanmış kalkanlar bekler insan çağının çöküşünü ama o gün bugün değil. Bugün savaşacağız! Bu dünyadaki tüm sevdikleriniz ve iyi olan her şey adına savaşmanızı emrediyorum!"

Kitaptaki Gandalf ise Aragorn'a benzer bir çağrıda bulunuyor: "Batının insanları, dayanın! Kıyamet Vakti geldi"

Filmdeki açık ara en saçma sahneye değinmek zorundayız. Tolkien'e göre Nazgul, kitap versiyonunda Gandalf'tan kaçıyor.

Filmde ise okla indirilebilen Nazgul, Gandalf'ı kısa süre indirebiliyor.

Bu eylem fazlasıyla saçma zira Gandalf, Sauron gibi Maia türünün temsilcisi. Üstelik ölümünden sonra, ölümcül silahlardan etkilenmeyen bir Maia olarak Orta-Dünyaya geri dönüyor. Üstelik bu LOTR evreninin en büyüğü Eru tarafından gerçekleştiriliyor.

Beş Nazgulü aynı anda indirebilen Gandalf, Witch King'e karşı şu ifadaleri kullanıyor: "Hak ettiğin cehenneme geri dön. Git! Hak ettiğin çukura git." ifadelerini kullanıyor.

Aslında altını doldurabilirse Nazgul'un Cadı Kralı, Gandalf'a Gondor kapısında ilginç bir cevap veriyor: "Ölüm'ü görünce tanımaz mısın sen? Geber! Lanetlerin boşuna artık." Rohan Borusu'nu duyunca sahneyi terk etmesi ilginç bir detay.

Hı ne?” dedi Tom doğrularak ve gözleri kasvetin içinde parıldayarak. “Daha benim adımı öğrenmedin mi? Tek cevap o. Sen bana söyle, sen kimsin, böyle tek başına sen olarak, isimsiz? Ama sen gençsin, ben ise yaşlıyım. Ben neyim biliyor musun, en yaşlı olanım. Lafıma mim koyun dostlarım: Tom, nehir ile ağaçlar henüz yokken buradaydı; Tom ilk yağmur damlasıyla ilk meşe palamudunu hatırlıyor. O Büyük Ahali’den önce patikalar açtı ve Küçük Ahali’nin gelişini gördü. O, Krallardan, mezarlardan ve Höyüklü Kişiler’den önce de buradaydı. Denizler eğrilmeden elfler batıya geçtiklerinde, Tom çoktan burada vardı. Yıldızlar altındaki karanlığı, korkunun bilinmediği zamanları gördü o. Karanlıklar Efendisi Dışarı’dan gelmeden önceki zamanları” gibi ifadeleri kullanan Gandalf türevi, Tek Yüzük'ü ve onun gücünü hiçbir şekilde umursamaz ve Sauron'dan korkmaz. Hobbitlere de Nazgülleri avlamaları için höyüklerden doğan silahlarla donatmakdan da asla çekinmez. Witch King, bu silahlardan biriyle öldürülür.

Bu söz de Batı'nın Kralı Arathorn oğlu Aragorndan. Sevgilisi Arwen için "O Akşam Yıldızı'dır, Akşam Yıldızı en parlak yıldızdır ve asla titreşip solmaz." ile geliyor.

Kitapta Frodo'nun şiiri gönülleri fethediyor: "Burada yolumun sonunda, karanlıklara gömülmüş yatsam da; Gün bitti demeyeceğim asla, asla veda etmeyeceğim yıldızlara!"

Eh sözü geçmişken, Gandalf'ın İki Kule'deki efsanevi repliğini unutamayız. Yüzük Kardeşliği'nin dağılan üyelerine, Sauron'un saldırısı öncesi "Beşinci günün şafağında doğuya bakın" sözlerini kullanıyor. Zannımızca o an, filmin en epik sahnesi.

Frodo, henüz Gollum'u tanımadan önce Gandalf'a Gollum hakkında epey serzenişte bulunmuştu. Frodo, "Keşke Bilbo onu öldürseymiş" deyince Gandalf öfkeyle ayağa fırlayıp şu ifadeleri kullandı: "Ölüm mü? Bu dünyadan ayrılanların çoğu yaşamı hak ediyor. Yaşayanların bazıları da ölmeyi... Yaşamı hak edenleri, hayatı geri verebilir misin? O zaman hak ve hukuk adına ölüm hakkında hüküm verme. Çünkü en bilgiler bile sonu göremez." Sonuçta Gandalf haklı çıktı ve Frodo'nun tereddüt ettiği anda Gollum ona saldırdı. Bu da Sauron'un yüzüğünün lavlara düşmesine sebep oldu.

Son bombamız yine laf özlü söz canavarı Gandalf'tan geliyor. Hem kitapta hem de filmde olan diyalog yürek burkuyor. Pippin, Gandalf'a "Demek her şey böyle sonra erecekti." deyince Gandalf, "Son mu? Hayır yolculuk burada bitmiyor. Dünya üzerinde gri perde kalkacak ve her şey gümüşe dönecek. Tam o anda, Beyaz Kıyıları ve gün doğumundaki muhteşem yeşili göreceksin."