Opel elektrikli otomobilde çıtayı arşa çıkardı, Opel Grandland Electric AWD bomba gibi geliyor
Elektrikli otomobil sektöründe istediği başarıyı henüz elde edemeyen Opel, Grandland Electric AWD ile yeniden iddialı konuma gelecek gibi görünüyor.

Opel, performans otomobili beklentilerini altüst eden bir adımla şimdiye kadarki en güçlü modelini tanıttı. Ancak bu yeni amiral gemisi, beklendiği gibi GSe logolu bir spor otomobil değil; tam aksine, aile dostu bir SUV. Yeni Grandland Electric AWD, elektrikli motorlarının sağladığı toplam 321 beygir gücüyle Alman üreticinin bugüne kadar ürettiği en güçlü araç olarak dikkat çekiyor.

Yeni Grandland’in kalbinde, Stellantis grubunun daha önce Peugeot e-3008'de kullandığı altyapı bulunuyor. Ancak Opel, bu teknolojiyi kendi mühendislik anlayışıyla yeniden şekillendirmiş. Ön aksa yerleştirilen 210 beygirlik elektrik motoru, arkada ise 111 beygir gücünde ikinci bir motor görev yapıyor. Bu iki motorun ortak gücü 321 beygire ve 509 Nm torka ulaşıyor. Böylece araç, 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 6.1 saniyede ulaşabiliyor. Bu değer, bugüne kadar Opel rozetini taşıyan hiçbir modelin ulaşamadığı bir hızlanma performansı anlamına geliyor.

Sürüş deneyimini kişiselleştirmek isteyenler için Grandland Electric AWD, dört farklı sürüş modu sunuyor: Eco, Normal, Sport ve AWD. Bu modlar, aracın gaz tepkisini, direksiyon sertliğini ve güç dağılımını sürücünün tercihine göre ayarlıyor. Opel mühendisleri, sadece güçlü bir SUV üretmekle yetinmemiş, aynı zamanda bu gücü yola dengeli bir şekilde aktarabilecek özel bir süspansiyon ve şasi sistemi de geliştirmiş. Araçta frekans seçici amortisörler, özel yaylar, viraj denge çubukları ve optimize edilmiş direksiyon sistemi yer alıyor. Tüm bu donanımlar, hem günlük sürüşlerde konfor hem de virajlı yollarda güvenli yol tutuş sağlıyor.

Elektrikli araçlarda en önemli kriterlerden biri olan menzil konusunda da Grandland iddialı. 73 kWh kapasitesindeki bataryası, WLTP test döngüsüne göre tam şarjla 500 kilometreye kadar menzil sunabiliyor. Bu değer, sınıfındaki birçok rakiple rekabet edebilecek düzeyde. Ayrıca bataryanın zemine yerleştirilmiş olması, hem daha alçak bir ağırlık merkezi hem de daha iyi denge anlamına geliyor.

Dış tasarımda ise büyük radikal değişiklikler yerine, performansa yönelik küçük ama etkili dokunuşlar yapılmış. Ön ve arka tamponlarda daha aerodinamik yapıya sahip spor görünümlü eklentiler, karbon detaylarla vurgulanıyor. Yeni çift renkli 20 inç jantlar, aracın daha geniş ve güçlü görünmesini sağlıyor. Bu tasarım güncellemeleri sayesinde Grandland Electric AWD, serinin en düşük hava sürtünme katsayısı olan 0.278 Cd değerine ulaşmış durumda. Bu da aracın verimliliğine doğrudan katkı sağlıyor.

Tüm bu dikkat çekici özelliklerine rağmen Opel’in aldığı bir karar ise merak uyandırıyor. Marka, bu kadar güçlü bir modeli olmasına rağmen, araca “GSe” yani Grand Sport Electric etiketi vermemeyi tercih etti. Bu durum, performans odaklı bir plug-in hibrit olan ve 296 beygir güç üreten bir önceki Grandland GSe modelinin bu logoyu taşıdığı düşünüldüğünde daha da ilginç hale geliyor.