Ben Rooney’in Sina Afra röpotajı StartUp'a damgasını vurdu

Basın Bülteni: Ben Rooney’in Sina Afra ile yaptığı röportaj, Etohum "Startup Turkey" kampının ilk akşamına damgasını vurdu

Ben Rooney’in Sina Afra röpotajı StartUp'a damgasını vurdu

Türkiye’nin en iyi girişimcileriyle dünyanın en deneyimli yatırımcılarını bir araya getiren ve bu yıl ilk kez Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinden (MENA) 12 girişimi programına dahil eden Etohum’un ilk akşamında, Wall Street Journal’ın teknoloji editörü Ben Rooney, Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra ile bir röportaj yaptı. Startup Turkey kampının katılımcılarının da izlediği röportajda Afra, Rooney’in e-ticaret, mobil ticaret, geleceğin perakende akımları, farklı pazarlardaki e-ticaret uygulamaları gibi konulardaki sorularını yanıtladı.

Türkiye’deki internet ekosisteminin yaratılması ve gelişmesi adına girişimcilerle yatırımcılar için bir pazar yeri oluşturmak hedefiyle kurulan Etohum’un heyecanla beklenen Startup Turkey kampı, ilk akşamında keyifli bir röportaja sahne oldu. Kamp katılımcılarının izleyici olduğu interaktif röportajda, Ben Rooney zaman zaman seyircilere de çeşitli sorular yönelterek taze girişimcilerin e-ticaret ve mobil ticaret modellerine dair görüşlerini ve uygulamalarını irdeledi.

1361094139_sinaafra5.jpgTürkiye’de çok sayıda şirket, çok kısıtlı bir hedef kitlenin peşinde mi koşuyor?

Ben Rooney’in ilk sorusu, Türkiye’de e-ticaret sektöründeki oyuncuların hedef kitlelerine ve kitlenin büyüklüğüne ilişkindi. Afra, konuya istinaden şunları söyledi: “Türkiye’de en başarılı girişim modelleri genelde e-ticaret girişimlerinden çıktı ve ülkemizde hala bu sektörde potansiyel bulunuyor. Girişimcilik açısından baktığımızda bu sene en başarılı girişimler yine e-ticaret girişimleri olsa da, seneye Startup’ta e-ticaret olmayan girişimlerin de bulunacağına inanıyorum.” Türkiye’de e-ticaretin önündeki engellere de değinen Afra, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’deki zayıf finansal yapı, e-ticaret sektörünün önündeki engellerin ilki. İkincisi ise risk sermayesinin çok az olması. Perakende sektörü online yapıya geçmesi için olması gerekenden daha az destek alıyor. Dünya e-ticarete 2001 yılında başlarken, ülkemiz bu sektöre yeni yeni girdi diyebiliriz. Diğer ülkelerle aynı seviyeyi yakalamak için en az yarım nesile daha ihtiyacımız var.

Ülkenin nüfusu gençken, kredi kartı kullanma potansiyeli yüksekken Türkiye’ye yatırım olmuyorsa, burada bir sorun var!

Rooney’in Türkiye’nin nüfusuna bakıldığında var olan potansiyelin neden değerlendirilemediğine dair sorusuna, Afra’nın yanıtı şöyle oldu: “Türk tüketicisinin 10 senelik geçmişine baktığımızda, tüm bu zaman diliminde ona ürün sunan bir eBay’i olmadı. Haliyle tüketim alışkanlıklarımız da elektronik ortama adapte olamadı. Sektördeki yatırım, yerel sermayeye dayanıyor. Türk internet şirketlerinin de finansal yapısı dünyaya kıyasla zayıf. Bu açılardan diğer ülkelerin yıllarca gerisindeyiz.”

Markafoni bugün kurulsa, mobil ticaret odaklı mı olurdu, yoksa ilk açıldığı zamanki gibi e-ticaret odaklı mı?

Ben Rooney, Yönetim kurulu Başkanı Sina Afra’ya sorduğu bu soruya, şöyle bir yanıt aldı:

“Markafoni bugün kurulsa, yine e-ticaret ağırlıklı başlardık. Bu marka 2008 yılının Eylül ayında kuruldu ve aynı senenin Aralık ayında, dünyada kendi sektöründe ilk kez mobil uygulama yapan şirket oldu. 2009 ve 2010 yıllarında mobil satışlarda yüzde 0.2, yüzde 0.3 gibi çok küçük büyümeler kaydedildi. Bugün ise mobil ticaret satışlarımızın oranı yüzde 12. Yani buradan da anlaşılacağı gibi, ana gelir akışımız e-ticarette mobilden hep daha yüksekti.”

Taze girişimciler, e-ticarete önem versin ama mobil ticaret fırsatını da kaçırmasın!

Rooney’in genç e-ticaret girişimcilerine nasıl bir yol tavsiye ettiğine dair sorusuna ise Afra şöyle yanıt verdi: “Mobil ticaretin e-ticaretten en önemli farkı, her an her yerde olabilmesidir. E-ticaret için yanınızda PC’niz olmalı ama mobil için tablet ve akıllı telefonunuz yeterli ve bu da mobili mükemmel bir kanal haline getiriyor. Tüketiciye, şahsi postalarını kontrol ettiği 19:00 – 20:00 arasında bir e-posta göndererek dikkatini çekmeyi başarabilirsiniz ve bu kişiler zaten tün gün bilgisayarlarının başında oturan tüketicilerdir. Ancak işinden çıkıp evine giden ve televizyon karşısında oturan ya da ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçiren herkese tablet ya da akıllı telefonlarından ulaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra, mobil alanında kusursuz bir altyapı sunmak zorundasınız.”

Mağazadan alışveriş tarihe mi karışacak?

Ticaretin geleceği hakkında çok zıt fikirler olduğunu hatırlatan Rooney, Afra’ya, “e-ticaretin mağazadan yapılan alışverişi tarihe gömeceği” iddialarına nasıl baktığını ve e-ticaretin yapılamayacağı sektörler olup olmadığını sordu. Afra ise konuya dair fikirlerini şöyle belirtti: “Klasik ticaret bence her zaman devam edecek. Eskiden sadece mağazalar vardı, sonra AVM’ler açıldı, ardından katalogdan ve TV’den satış gündeme geldi. E-ticaret tüm bunlardan daha sonra ve sanal ortamda işleyen tek ticaret biçimi olarak geliyor karşımıza. Bu kadar klasik kanal hala çalışmaya devam ediyor ve yerini de e-ticarete bırakacak gibi görünmüyor. Ticarette paralel dünyalar her zaman varlığını koruyacak. Tarihsel sıralamaya bakılacak olursa, e-ticaret klasik ticaretin bir bölümünü yedi, şimdi de mobil ticaret e-ticareti ısırıyor. Ancak hala dokunmadan alışveriş etmeyecek geniş bir tüketici kitlesi var. Öte yandan bazı mağazalar, tüketicinin gönlündeki vazgeçilmez yerlerini, yarattıkları ve sundukları atmosfer ile sağladılar. E-ticarette ya da mobil ticarette, insanların bir mağazaya girdiğinde hissettiklerini sunamazsınız. Ya da kimse kokusunu bilmeden internet üstünden bir parfüm sipariş etmez. Gerek ürün gerekse sektörel bazda e-ticarete ya da mobil ticarete yenilmeyecek bu tip noktalar var. E-ticaret, bize rahat alışveriş ve uygun fiyat avantajlarını sunsa da, satın alacağı tişörtün verdiği hissi duymadan asla almaya ikna olmayacak tüketicilerin sayısı hiç de az değil ve sanal ortamda bunu yaratamazsınız.

Memnuniyet bir kişiye, şikayet on kişiye anlatılır!

Rooney’in bunca e-ticaret sitesi arasından sıyrılarak Markafoni gibi bir şirketi yaratmanın sırrını sorması üstüne Sina Afra, “Söz verdiğinizi yapmak zorundasınız. Tüketici internette pek çok fiyat alternatifi bulsa da, 50 kuruş daha az ödemiş olmak için, sözünü tutmayacağını bildiği bir şirketten alışveriş yapmaz. Yarın teslim ediyoruz diyorsak o ürünü gerçekten yarın teslim etmeliyiz çünkü bizim güvenli olduğumuzu kanıtlayan en önemli şey sözümüzde durmuş olmak. Ayrıca Markafoni’de 7-24 telefonla müşteri hizmeti sağlıyoruz. Bizim müşterimizle tek temas noktamız, telefon hattımızdır ve sözümüzü tuttuktan sonra ilk yapmamız gereken, sağlıklı ve doğru noktadan, kaliteli bir iletişimle iyi bir müşteri hizmetini de beraberinde sunmaktır.” dedi.

Rusya’da ürünü teslim eden kişi, beğendiğinize emin olana kadar kapıda bekler.

Değişik pazarlarda e-ticaret ve mobil ticaret tüketicisinin farklı eğilimlerini ve bu eğilimleri tetikleyen alt nedenleri soran Ben Rooney, Sina Afra’dan şöyle bir yanıt aldı: “Türkiye’de çalıştığımız dağıtım partnerlerimiz ile hem aynı dili konuşabiliyoruz hem de belirlediğimiz kalite standartlarında hizmet alıp, bir SMS ile müşterimize gönderdiğimiz ürünü takip edebiliyoruz ve tüketicimizin kredi kartı alışkanlığı kapıda nakit ödeme alışkanlığından daha fazla. Oysa ki Rusya’da dağıtım hizmetleri ne yazık ki hiç gelişmemiş. Kendi operasyonumuzu yapmak, bir üçüncü partiden daha az maliyetli oluyor. Ekip de bizim olduğundan gerçekten müşterimizin kendisine ulaştırdığımız üründen memnun olduğundan ve iade etmek istemediğine emin olana dek kapısında bekliyoruz. Ayrıca Rus tüketicisi daha çok kapıda nakit ödeme yapmayı seviyor ve alışkanlıkları da bu yönde gelişmiş.”

Etohum “Startup Turkey” Girişimcilik Kampı’yla ilgili daha detaylı bilgiye, http://startupturkey.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.