Dev yapım, dev kadro: jOBS 2013'e ilk bakış!
16 Ağustos'ta vizyona giren filmi sizlerden bir gün önce izledik, bizim penceremizden Steve Jobs ve jOBS 2013!
Geçtiğimiz yıl ortaya atılan senaryo ve proje büyük yankı uyandırmış, teknoloji dünyasını ve film yapımcılarını ayna masaya oturmaya zorlamıştı. Konuşulan oldu ve film projesi için start verildi. Bu yıl vizyona gireceği 2012 yılının son çeyreğinde planlanmış ve filmin gala gecesi nihayet gelip çatmıştı.
Geçtiğimiz saatlerde Pupa Bilişim tarafından organize edilen jOBS 2013 ön gösterimine TeknolojiOku ekibi olarak katıldık. Öncelikle organizasyon için kendilerine teşekkür ediyoruz. Filme girmeden önce verilen kitaplar dev CEO'yu anmamıza ön ayak oldu aslında. Walter Isaacson tarafından derlenen kitap, yazın dünyasında Steve Jobs onaylı olup, kurucuyla alakalı en geniş içeriğe sahip kitaplardan birisi.
Kitaptan kısa alıntılarla Steve Jobs ve ona dair sözler;
"Bir şeyin olması gerektiğine karar vermişse, olmasını sağlar."
"Jobs'ın şöyle tuhaf bir yeteneği var: İhtiyacımız olduğunu
bilmediğimiz cihazlar üretiyor ve sonra birden onlarsız
yaşayamaz hale geliyoruz," diye yazdı.
"Ben teknoloji üretmenin sezgi ve yaratıcılık gerektirdiğini,
sanatsal üretiminse gerçek disiplin gerektirdiğini
anlayan az sayıda kişiden biriyim"
Sonraki sayfaya geçiniz..
Saat 21.15'i göstermeden salondaki yerlerimizi
aldık, teknolojiye yön veren dev CEO'nun hayatı
nihayet Ashton Kutcher ile tekrar can bulacak, biz
izleyicileri bir nebze de olsa o yıllara götürecekti.
Jobs'ın üniversite yıllarından
giriş yapan film, kurucuyu Apple ile çok
uzaklaştırmamış, kısa bir süre içerisinde Apple'ın
parçalarından bahseden noktalara getirmişti.
Üniversitede klasik sorun yaşayan tiplerden olan Jobs, hocalarıyla arasında sıkıntılar olan özgürlükçü, düzensiz bir tip olarak karşımıza çıktı. Kendisinde bulunan gücü farkında olmadan da olsa ortaya çıkaran Jobs'ın hayatı, şirketin kurucu ortağı Wozniak ile şekillenmeye başlar. Wozniak ile ürettikleri ilk bilgisayar terminalini başarıyla pazarlayan Jobs'ın, şirketin adını seyahat sırasında arabada düşünerek bulması izleyicilere eğlenceli anlar yaşattı. Halk ile bütünleşik bir isim olmasını gerektiğini söyleyen, herkesin onu alması gerektiğini, kendini almak zorunda hissetmesi gerektiğini belirten Jobs, Apple Computer'ın ilk adımlarını işte bu parlak fikirle atıyor.
Genel hatlarıyla Apple'ın garajda başlayan kuruluş hikayesi, Ashton Kutcher'ın eşsiz Steve Jobs tiplemesi, sizleri filmin giriş sahnesinde etkilemeye başlıyor. İlk sahnede yer alan iPod tanıtımı ve Ashton Kutcher'ın sahnede Jobs'ı birebir temsil eder gibi duruşu izleyenleri büyülüyor.
Apple Computer Inc.'in kuruluşunun hemen ardından
büyük bir güç haline gelişinin başarıyla yansıtıldığı dakikalarda
Jobs'ın mükemmeliyetçiliği neredeyse her sahnede bizlerin gözünün
içine sokuluyor. Apple II ve sonrasındaki
Macintosh hikayesinin Jobs'ı çok yıprattığına
vurgu yapan senaryoda Asthon Kutcher jest, mimik
ve fiziksel olarak role oldukça hakim görünüyor.
Teknolojiye yön veren dev CEO'nun özel hayatının paramparça bir yapıda olduğu, hayatı boyunca iş düşündüğü yine filmde anlatılmak istenen ve sıkça vurgulanan noktalardan birisiydi. İleri görüşlülüğünün son derece akıcı bir şekilde enpoze sahneler, Steve Jobs'a olan hayranlığı daha da arttırıyor. Kurulduğu günden 2011 yılına kadar gelen süreç içerisinde şirketten 1 defa ayrılan Jobs'ın, şirketten uzun bir süre ayrı kalması, şirketin hisselerinin gerilemesi ve Apple'ın zararın eşiğine gittiğini resmetti. Filmde bahsetmemiz gereken bir diğer nokta ise Microsoft cephesine gelen taşlar oldu.
Microsoft ve Bill Gates'e şok sözler (sonraki sayfa)
Microsoft /Bill Gates ve Steve Jobs gerginliği!
Filmde rakiplerle girilen diyaloglar (IBM, HP vb firmalar) son derece sınırlı ve yumuşak bir dille verilse de bunlara istisna bir şirket yer alıyordu. Bu şirket başlıktan da anlayacağınız üzere Microsoft'un ta kendisiydi. Filmde bizzat Steve Jobs'ın hırsız olarak nitelendirdiği, Microsoft logosunun göründüğü kısım, farklı cepheler tarafından ağır eleştiriler alacağa benziyor. Jobs'ın verdiği tepkiler izleyenlerin endişeli bakışları arasında yerini diğer sahnelere bıraktı. Bana Bill Gates'i bağlayın dediği sahne, heyecanlandığımız güzel repliklerin olduğu bir sahneydi. Jobs'un ettiği yemin duyanları şaşırttı. Bütün vizyonunu Microsoft'un zararı için kullanacağını, çalmanın acısını çıkaracağını dile getirmesi epey net ve sert bir şekilde verilmişti.
Steve Jobs'ın uyguladığı net politika, açık
konuşma, ileri görüşlülük, teknolojiye olan ilgi, üretimden çıkan
kaliteli ürünler ve rakiplerine karşın sağladığını düşündüğü,
sağladığının yansıtıldığı statü farkı
Apple'ın Steve Jobs'un sunumuyla
mükemmeliyetçiliği filmin tamamından geriye kalan can alıcı
oktalardandı. 2000'li yıllara henüz gelemeyen
senaryo, Jobs'un uzaklaştıktan sonra tekrar geri yerine geldiği
dönemi de içine alarak Apple'ı 2.5
saate
sığdırmaya çalışmış durumda. Sonunun çok eleştiri
toplayacağını düşündüğümüz jOBS 2013,
Apple için bir gurur kaynağı olarak arşivlerin
tozlu raflarında ve elektronik ortamların en güzel köşelerinde
bulunmaya devam edecek.
Genel hatlarıyla sinema ve teknoloji severlerin, takipçilerin kaçırmayacağı nitelikte, sinemada izlenmesi gereken bir yapım diyebiliriz. Tavsiyemizi dinleyip gösterime giden kullanıcıların yorumlarını eleştiri altından bekliyoruz. Son sahnede yer alan gerçek kişiler ve filmde yansıtılan karakterlerin karşılaştırılması, kullanıcıların yapımın ne kadar kaliteli olduğunu ve harcanan emeğin değerinin anlaşılmasını sağladığını söyleyebiliriz.
Filmin ön gösterimi ile alakalı İstinye Park'ta ve salonda çektiğimiz karelere diğer sayfalardan bakmaya devam edebilirsiniz!
Filmi bekleyen teknoloji ve sinema severler!
Filmi beklerken..
İlk sahnede yer alan iPod tanıtımı!
Ve son olarak iPod'un tanıtım etkinliği! Film hakkında yorumlarınızı bekliyoruz!